22 Ekim 2008 Çarşamba

ÖNCELİK İNSANDIR.

Mücadele örgüsünde temel ve vazgeçilmez ilke, üyelerine hizmettir. Öncelik İNSAN’adır. Ne farklı siyasi eğilimler ne de etnik farklılıklar ölçü değildir. Ölçü çalışanların ekonomik ve demokratik taleplerini yaşama geçirmeyi üyelerine yararlı olabilmelidir.
Sendikal mücadele temelinde “ÇALIŞANLARIN İNSANCA BİR YAŞAM DÜZEYİNE ULAŞMASI” ilkesine inanır. Bir kısım sendikalar ideolojiyi esas almış, dolayısıyla marjinalliği aşamayarak çıkmazlara düşmüş veya düşürülmüşlerdir. Öncelikle çalışanların sorunlarına çözüm arar. Tüm çalışanlarını kucaklar. Çalışanlarla ortak hareket eder.
İlkeli ve iddialıdır. Sendikal mücadele çizgisi oldukça nettir. Mücadele ölçüsü sloganlar değil, bilinçli temelidir. Ne siyasi bir parti ne de ideolojik bir kurum mantığıyla hareket etmez. Kitle sendikasıdır. Hedefi tüm çalışanları örgütlemektir. Amacı grevli toplu sözleşmeli bir sendikal haktır.
Teoriden çok pratiğe önem verir. Bireysel yaşamı reddeder. Toplumsal düşünmenin her aşamasında “TABANIN SÖZ VE KARAR SAHİPLİĞİ” ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır. BİRİMİZ HEPİMİZ, HEPİMİZ BİRİMİZ şiarı ile hareket eder. Katılımcı, çoğulcu ve özgürlükçüdür.
Tepeden buyurulacak vesayet altında icazetli bir sendikal düzlemin karşısındadır. Tabandan talep edilen ve bilinçli bir mücadele sonucunda kazanılacak SENDİKAL HAKKIN daha yararlı ve daha kalıcı olacağına inanır. HAK VERİLMEZ ALINIR şiarıyla hareket eder.
Temel insan hak ve özgürlüklerinin her türlü tartışmanın dışında olduğuna inanır ve savunur. Sendikamız özgürlükten ve örgütlülükten yanadır. Terör nereden ve kimden gelirse gelsin hedef olarak kimi seçerse seçsin karşısındadır. Düşüncenin suç sayılmasını reddeder. Çalışanlar arasında hiçbir biçimde farklılığı düşünmez ve kabul etmez.
İnsanlığı tehdit eden her türlü birikimin karşısındadır. Bu anlamda kamu yada özel sektör ayrımı yapmaksızın tekelleşmenin karşısındadır. Özelleştirme adına peşkeş çekilmeyi kesinlikle reddeder. İnsanca yaşamın önünü kesen sermaye birikimine karşıdır. İnsanın paranın emrinde değil paranın insanın emrinde olması gerektiğini savunur. Bizim ülkemizde, serbest piyasa elbisesi giydirilmiştir, vahşi kapitalizmi, dünya insanlarının tüm birikimlerini yağmalayan emperyalizmi ve izmleri reddeder, lanetler.
İnsanca ve kardeşçe hep birlikte yaşamayı, sevgi ve hoşgörüyü savunur. Demokrasi anlayışı elli birin kırk dokuzu ezmesi temelinde değildir. Bu manada çoğunlukçu değil çoğulcudur. Herkesin yaşama, kendini ifade etme hakkı vardır ve olmalıdır.Kendisini var olmaya zorlayan şartları ve kendisini var eden İLKELERİNE sıkı sıkıya bağlı kalmak zorundadır. Farklı söylemlerimizi, onur yüklü mesajlarımızı ve ezilen yarınlarına ışık tutacak doğrularımızı hep birlikte haykırmak ve bunlara sahip çıkmak zorundayız. Unutulmamalıdır ki bizi diğerlerinden farklı kılanda bunlardır. Biz büyük bir davayı omuzladıysak ve buna hep birlikte karar verdiysek bunun gereğini de yapabilmeliyiz. Evet bu yolda çile vardır, sıkıntı vardır, uykusuzluk, yorgunluk vardır, coplanma vardır, sürgün vardır. Ama onursuzluk yoktur, haksızlık karşısında susma alçaklılığı yoktur, dayatmalara sessiz kalma yoktur, ümitsizlik yoktur, hele geriye dönüş hiç yoktur ve asla olmayacaktır. Sendikal platformda inandıklarımızı hayata geçirebilmek için daha gayretli olmaya, daha samimi olmaya mecburuz.
Toplumun değer yargılarının ahlak, fazilet ve daha başka insana özgü vazgeçilmez değerlerin de var olduğu ve toplumsal kuruluşumuzun asıl dinamiklerin bunlar olduğunu yüksek sesle haykırmayı zorunlu bir göreve ve kaçınılmaz bir sorumluluk kabul eder.
Emek dostlarına dost, emek düşmanlarına da düşmandır. Zulme rızayı alçaklık, zalime başkaldırı onur bilir. Zalim kim olursa olsun karşısındadır ve mazlum kim olursa olsun onun da yanındadır.

Hiç yorum yok: