30 Mart 2008 Pazar

ASIMIN NESLİ ÇOŞTURDU



Geldiler, geçemediler, geçemeyecekler

Enerji Bir-Sen Kırıkkale Şubesi tarafından Çanakkale şehitlerini anma programı düzenlendi. Programda Çanakkale savaşlarının tarihsel seyri hakkında katılanlara bilgiler veren Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Yar. Doç Dr. Sıddık Çalık düşman kuvvetlerinin Çanakkale’ye geldiklerini, geçemediklerini ve asla geçemeyeceklerini dile getirdi.
ŞEHİTLERİMİZ İÇİN KUR-AN’I KERİM

Çanakkale zaferini kutlama ve Çanakkale şehitlerini anma etkinlikleri devam ediyor. Düzenlenen Çanakkale Şehitlerini Anma Programlarından birisi de Enerji Bir-Sen Kırıkkale Şubesi tarafından gerçekleştirildi. Öğretmenevinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkan Yardımcısı Ali Danış, Memur-Sen İl Temsilcisi Murat Bilgin, Petrol-İş Sendikası Şube Başkanı Recep Sefer, İşçi Emeklileri Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Basri Keskin, Enerji Bir-Sen üyeleri ve şube yönetimi katıldı. Çanakkale savaşlarını anlatan kısa bir sine vizyon gösterisinin ardından Çanakkale Şehitleri için Deniz Demirkoparan Kur-An’ı Kerim tilaveti yaptı.




TARİHSEL BİR GELİŞİMİN SONUCU

Düzenlenen anma programında Enerji Bir-Sen üyelerinin çocukları tarafımdan yazılan şiir ve kompozisyonlar okundu. Programa katılan Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Yar. Doç. D. Sıddık Çalık Çanakkale savaşlarının tarihsel seyri hakkında katılanlara bilgiler verdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılıp yok oluşunu ve yıkıntıları üzerinde yeni bir bağımsız Türk Devleti'nin kurulmasını hazırlayan I. Dünya Savaşının, dünya tarihi açısından olduğu kadar, Türkiye açısından da büyük önem taşıdığını dile getiren Çalık “Bu savaşın çıkışı, olayların büyük bir savaşa doğru akışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu savaşa sürüklenişi, tarihsel bir gelişimin bir sonucudur. Bu savaş, Fransız Devrimi ve 25 yıla yakın süren devrim savaşlarının meydana getirdiği politik, sosyal ve ekonomik gelişmelerin devamlı ve doğal sonucu oldu” dedi.
AMAÇ İSTANBUL’U ELE GEÇİRMEKTİ

İngiliz ve Fransız ortak saldırılarına karşı savaşılan Çanakkale Cephesinde gerçekleşen muharebelerin, Türkler açısından savaşın en önemli olayları olduğunu dile getiren Çalık “Çanakkale’de bir cephe açılmasının sebebi, İtilaf devletleri açısından şöyledir: Çanakkale boğazını geçmek, İstanbul’u ele geçirmek, Osmanlı devletini savaş içinde çökertmek, sonrada müttefikleri Rusya’ya yardımda bulunmaktır. İtilaf devletleri yetkililerinin düşüncesine göre; Osmanlı Devletinin savaş dışı bırakılmasıyla Süveyş kanalı ve Hint Yolu üzerindeki Osmanlı baskısı kalkacak, Balkan Devletleri’nin İttifak Devletleri saffında yer almaları önlenecektir. Çanakkale Savaşlarında Tümen Komutanı M. Kemal Düşmana ilerleme imkanı tanımamış, düşmanın Çanakkale’den geçerek İstanbul’u işgal etmesine izin vermemiştir” ifadelerini kullandı.




SAVAŞ BİR YIL UZADI

Çanakkale Savaşının insan kaybı açısından dünya tarihinde en yüksek kaybın yaşandığı savaşlardan biri olduğunu belirten Çalık “Yaklaşık olarak 254 bin Türk, 250 bin yabancı olmak üzere toplam 504 bin insanın hayatına mal olmuştur. Türk Ordusu’nun hesaba katılmayan savaş gücü, direnme azmi ve başarısı I. Dünya Savaşı’nın uzamasına neden olmuştur. İstanbul ve Boğazlar mutlak bir istiladan kurtulmuşlardır. İngiltere ve Fransa boğazları geçip, Rusya’ya yardım ulaştıramadıkları için Rusya’da sıkıntı artmış, bu da Bolşevik İhtilali’nin başarıya ulaşmasına ve Rusya’nın savaştan çekilmesi Kars, Ardahan, Batum’un geri alınması imkanını sağlamıştır. Türk Milletine moral kazandırmıştır. Çanakkale’de yeni Türk Devleti’nin ilk temelleri atılmış, Milli Mücadele hareketinin lideri M. Kemal’in büyük kabiliyeti ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.




DÜŞMAN BOĞAZI DENİZDEN GEÇEMEDİ
Çanakkale destanının kolay yazılmadığını, savaş bittiğinde 254 bin kişinin vatan uğruna canını feda ettiğini sözlerine ekleyen Çalık “Mart 1915'te düşmanın Büyük Taarruz'u sabah saat 11.00 de başladı. 18 büyük zırhlı, birçok muhrip ve denizaltı mevcut idi. Toplam 506 topa karşılık savunmada toplam 150 top vardı.
Sonuç aynı gün 17:45 te alınmıştı. İki İngiliz, bir Fransız zırhlısı battı. Bir İngiliz, iki Fransız zırhlısı ağır yara aldı, üç gemi karaya oturdu. Kayıplarımız kırkdört şehit, yetmiş yaralı, sekiz top idi. Neticede, düşman boğazı denizden geçemeyeceğini anlamıştır. Avustralya'dan Kanada'ya kadar sömürgelerden toplanan askerler de savaşa sürülmüştür. Çok sayıda Anzak yani Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri savaşa katılmış, 25 Nisan 1915 Çanakkale Savaşlarının en kanlı muharebeleri başlamıştı” dedi.


AYRI BİR ÖZELLİĞİ VAR

Çanakkale Savaşlarının, I. Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin kaderini değiştiren, yaşamak hakkına şerefi ile ulaşan bir milletin, her şeyden önce kahramanlık destanı olduğunu dile getiren Çalık “İngiliz ve Fransız ortak saldırılarına karşı savaşılan bu cephede cereyan eden muharebeler, Türkler için Dünya Savaşı’nın en büyük olayı oldu. Bugüne dek yerli ya da yabancı yazarlarla, resmi kuruluşların yayımladıkları eserlerde, cephenin açılış nedenleri, kendi değer yargılarına göre açıklanmıştır. Bunlardan İngiliz resmi harp tarihinde bu konuda ‘Düşmana karşı üstünlüğü ele geçirmek için Rusya’nın sonsuz insan gücünden yararlanmak gerekiyordu. Bunun için donatım, silah, cephane ve mali yardıma ihtiyaç vardı” denilmektedir” şeklinde konuştu.

29 Mart 2008 Cumartesi

ÇANAKKALE RUHU













ÇANAKKALE RUHU DAİM DİRİ DAİM TAZE












ENERJİ BİR-SEN KIRIKKALE ŞUBESİ TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN PROGRAMDA YRD. DOÇ. DR. SIDDIK ÇALIK TARAFINDAN ÇANAKKALE ZAFERİ İLE İLGİLİ KONFERANS VERİLDİ. KONFERANSI MÜTEAKİBEN VATAN SEVGİSİ ADLI KONPOZİZASYON YARIŞMASINDA DERECEYE GİRENLER ÖDÜLLERİ VERİLDİ. ŞİİR DALINDA BİRİNCİ OLAN UĞUR ALAN ÖDÜLÜNÜ TÜRKİYE HARP MALÜLÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLER DERNEĞ KIRIKKALE ŞUBESİNE BAĞIŞLADI. DERNEK BAŞKANI RESUL ERCANDA DERNEĞİN PLAKETİNİ UĞUR ALANA VERDİ.

ENERJİ BİR SEN KIRIKKALE ŞUBESİ SAAT DAĞITTI


18 Mart 2008 Salı

ÇANAKKALE RUHU

Milletimiz, tarihinin hiçbir döneminde bağımsızlık ve özgürlüğünden taviz vermemiştir. 18 Mart 1915’te tek vücut haline gelmiş bir milletin, bağımsızlığını, onurunu, vatanını ve bayrağını korumak için neler yapabileceğini bütün dünyaya göstermiş ve tarihe unutulmayacak bir destan yazmıştır.

Değişik milletlerden oluşan, insan selini andıran ordular, milletimizin üstüne yürümüş, Mehmetçiğin göğsüne bomba ve mermi yağdırmıştır. Gökler ölüm indirmiş, yerler ölü püskürmüştür. Kahraman ecdadımız, bu öldürücü silâhların tehdidine karşı iman dolu göğsünü siper etmiş, bir gül bahçesine girercesine vatan uğruna şehid olmayı şeref bilmiştir.

Vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymada en önemli faktörler olmuştur. Bugün de milletçe, aynı ruh ve inanca, aynı birlik, beraberlik ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Yeniden rengimize, etnik kökenimize bakmadan kardeş olmalıyız.

Bugün akıl, insan haklarının, özgürlüklerin, fikir ve ifade hürriyetinin, inanç ve ibadet özgürlüğünün, yani bireyin öne çıktığı, şeffaflığın ve herkesin hesap vermesinin sağlandığı, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu demokratikleşmeyi işaret ediyor. Bu, başka bir ifadeyle, kendi değerlerimize bağlı kalarak, kendimiz olarak ayağa kalkıp evrensel insanî değerlerde buluşmayı anlatıyor. Çanakkale'yi Çanakkale yapan, milletimizin diriliş ruhudur. Bugün de dirilişimiz Çanakkale'nin anlattığını doğru anlamamıza bağlıdır.

Zaferin, özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza borcumuz olduğu gibi, geleceğimiz açısından da son derece önemlidir. Milletçe bu onurlu mirası aynı inanç ve duyarlılıkla yarınlara taşımak en büyük görevimizdir.

Bu vesile ile başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, Çanakkale Savaşına katılan bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yadederek, Çanakkale'de göğsünü düşmana siper eden Mehmetçiğin destanını yazan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dizeleriyle konuşmama son veriyorum:"Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, Sana âğuşunu açmış duruyor PEYGAMBER

14 Mart 2008 Cuma

KONFERANSA DAVET



18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Haftası nedeni ile K.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü hocalarından Yrd. Doç. Dr. Sıddık ÇALIK tarafından “ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ” Konulu konferans düzenlenecektir.
Konferansa teşriflerinizi bekler saygılar sunarız.
Tarih :29 Mart Cumartesi
Saat : 14.00 Yer :Öğretmenevi Mavi Salon
PROGRAM
İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu
Şehitler İçin Kuran’ı kerim Okunması
Protokol Konuşmaları
Yrd. Doç. Dr. Sıddık Çalık’ın Konuşması
Kompozisyon ve Şiir Yarışmasında dereceye girenlere ödül verilmesi

MEMUR-SEN ÇALIŞMAMA HAKINI KULLANACAK


Memur Sen çalışmama hakkını kullanıyor12 Mart 2008Memur Sen Konfederasyonu TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa tasarısı ile ilgili olarak bir genelge yayınlamış ve Emek platformu tarafından alınan eylem kararına katılınması yönünde teşkilatlarını bilgilendirmiştir.Anılan genelgede;“TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının değişiklik öngören tasarısı, Sosyal Sigortalar ve Sağlık alanında bazı düzenlemeler getirmektedir. Tasarı ile yeni sigortalı olacak:- Kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan emeklilik yaş sınırı kademeli olarak kadın ve erkeklerde 65’e yükseltilmektedir.- Prim gün sayısı 7 binden 9 bine yükseltilmektedir.- Malüllük ve ölüm aylığı hak etmek için aranan 5 yıllık hizmet süresi 10 yıla, 900 günlük prim gün sayısı 1800 güne çıkartılmaktadır.- Aylık bağlama oranı her 360 prim gün sayısı için %2’ye indirilmektedir.-Bu itibarla Emek Platformu Başkanlar Kurulu, platformu oluşturan tüm kuruluşların katılımı ile 10 Mart 2008 tarihinde saat 15.00’de Türk –İş Genel Merkezinde toplanmış, SSGSS Yasa tasarısına ilişkin değerlendirmeleri yapmış, aşağıdaki kararlar alınmıştır.Alınan karara göre;-13 Mart Perşembe günü tüm illerde kitlesel basın açıklamaları yapılacaktır.-14 Mart Cuma günü saat 10.00-12.00 arası uyarı amaçlı “çalışmama hakkı” kullanılacaktır.-Bu uyarılara rağmen tasarı TBMM Genel Kurulu’nda bu haliyle görüşülmeye başlanırsa aynı gün Emek Platformu bileşenlerinin yöneticileri ve temsilcileri Ankara’da toplanıp tepkilerini TBMM ‘ye ileteceklerdir.Memur-Sen Yönetim Kurulu Bağlı Sendikalarımızın yönetimiyle birlikte 11.03.2008 tarihinde, saat 18.00’de M.T. A. tesislerinde toplanmış Emek Platformunda alınan kararı olumlu bulmuş, eylemlere katılma kararı almıştır.”İfadesine yer verilmiştir.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ


Enerji Bir Sen Kırıkkale Şubesi 8 Mart DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’nü münasebeti nedeni ile hizmet koluna giren işyerlerinde çiçek dağıttı.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin başlangıcı kabul edilen 8 Mart DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’nü en içten duygularımla kutluyor, kadına sadece 8 Mart’ta değil, yılın her gününde gereken değerin verilmesinin gerekliliğine inandığımızın altını çiziyorum.Bütün kadınlar ana oldukları için özeldir, ama bilhassa da Türk kadını tarihte ve bugün üstlendiği sorumluluklar nedeniyle çok daha özeldir.Kadın; milletlerin kültür aktarıcısıdır. Aynı zamanda sevgi ve şefkat kaynağıdır. Her güzelliğin arkasında, her büyüklüğün ve yüceliğin arkasında hep kadının asil çehresi görünmektedir.İstiklâl Savaşı da gösterir ki kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk-çocuk omuz omuza bir mücadelede Türk kadını en az erkeği kadar fedakarlıklarda bulunmuş, bazen ekmek, bazen mermi taşıyarak, askere silah yaparak, bazen kandil ışığında kardeşi Mehmetçiğin yarasını sararken bazen de Mehmetçiklerle birlikte omuz omuza savaşarak bu özelliğini ortaya çıkartmıştır.Unutulmamalıdır ki; büyük devletler ve büyük adamlar, büyük kadınların eseridir. Türkiye'de kadına karşı ayrımcılığın, şiddetin, cinsel istismarın, eğitimin önündeki engellerin ve benzeri uygulamaların sona erdirilmesi için zihinsel bir reforma ve kültürel değişime ihtiyacımız var. Özgürlüklerin yaygınlaştırılmasını istiyorsak öncelikle zihinlerin, düşüncelerin özgürleştirilmesini savunmalıyız.Bu düşüncelerle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun